'Barbarlar kaybedecek, sosyalizm kazanacak'

1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçiler Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yapan MLKP Hüseyin Demircioğlu Akademisi Komutanlığı, kapitalist dünya düzeninin işçi ve emekçilere, kan, gözyaşı, zulüm, baskı ve şiddetten başka bir şey vermediğini vurguladı.

MLKP AÇIKLAMASI

MLKP Hüseyin Demircioğlu Akademisi Komutanlığı, 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçiler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.

Kandan, gözyaşından, sömürü ve zulümden, kadın düşmanı politikalardan beslenen faşist AKP-MHP iktidarının kapitalizmin çürümüş en yalın hali olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Modern revizyonizmin çöküşünden sonra kapitalizmin zaferini ilan edenler; insanlığın kurtuluşu olan komünizmi lanetleyip Marksizm-Leninizm’in geçersizliğini ilan ettiler. Sosyalizmin, halkçı devrimlerin yarattığı değerleri gözden düşürerek, özel mülkiyetçi, sömürgeci, erkek egemen kapitalist dünya düzenini tek alternatif olarak sunmaya çalıştılar. Emperyalist, kapitalist, erkek egemen sistem yanlısı bu teorilerin ömrü çok kısa sürdü. Kutsallaştırmaya çalıştıkları kapitalist dünya düzeni; işçi ve emekçilere, dünya halklarına, kadınlara kan ve gözyaşından, sömürü ve zulümden, açlık ve yoksulluktan, baskı ve şiddetten başka bir şey vermedi.

Sömürgeci, kapitalist, erkek egemen ve faşist düzenlerin insanlığı; felaketin, yok olmanın, barbarlığın eşiğine getirmekten başka yapabilecekleri bir şeyin olmadığı bir kez daha açığa çıkmıştır. Tarih bir kez daha insanlığı Marksizm-Leninizm’in ideolojisini kuşanıp, sosyalizmin kızıl bayrağı altında; sömürüsüz, sınıfsız, sınırsız ve cins özgürlükçü bir dünya uğruna savaşmaya çağırmaktadır. Gün, tarihin bu çağrısına yanıt verme günüdür. Kandan, gözyaşından, sömürü ve zulümden, kadın düşmanı politikalardan beslenen ve kendini bu eksende kalıcılaştırmaya çalışan Türk sermaye oligarşisi ve faşist AKP-MHP iktidarı kapitalizmin çürümüş en yalın halidir. Sömürgeci faşist Türk burjuva devleti ömrünü doldurmuştur.

Türkiye ve Kurdistan halkları, işçi ve emekçileri, ezilenleri, kadınları ve gençleri 1 Mayıs’ta ayağa kalkmalıdır. “Her yer Taksim, her yer direniş” ve “Birlik, mücadele, zafer” şiarlarını yükselterek AKP-MHP faşizminin sömürü ve zulüm düzenini yerle bir edip, tarihin çöplüğüne göndermelidir. 1 Mayıs; işçi sınıfının gücünün, yoksulların öfkesinin, 8 Mart’ın ve Newroz’un direniş ruhunun alanları ve sokakları fethettiği gün olmalıdır.”