Son Dakika: Stêrk TV ve Medya Haber TV'ye baskın: Polisler tüm binayı talan etti

İsveç-İran maçında İran rejimi protesto edildi

İsveç ve İran milli takımları arasında dün akşam saatlerinde İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılan dostluk maçı protesto gösterilerine sahne oldu.

İsveç ve İran milli takımları arasında dün akşam saatlerinde İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılan dostluk maçı protesto gösterilerine sahne oldu. İsveç sendikaları idamların durdurulması ve siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ederken, Kürdistanlılar ve İranlı kadın örgütleri, maçın yapıldığı stadyumun önünde İran rejimini protesto gösterileri gerçekleştirdi.

İran’da muhalifler, Kürtler, Beluciler ve kadınlara yönelik baskı ve saldırıların arttığı, idamlara hız verildiği dönemde gerçekleşen futbol maçı İsveç’te tartışmalara yol açtı.

Sivil toplum örgütlerinden bazıları İran milli takımı ile maç yapmayı kabul eden İsveç Fotbol Federasyonu’na sert eleştiriler yöneltir ve maçın iptal edilmesini isterken, aralarında sendikalarında bulunduğu diğer örgüt ve kuruluşlar maç dolayısıyla İran’da yaşanan insan ve kadın hakları ihlalleri ile idamları gündeme getirmeyi yeğlediler.

Fotbol maçının yapılacağı Friends Arena’nın önünde saat 18.00’den itibaren bir araya gelen Kürdistanlılar ve İranlı gruplar ellerinde idam edilen devrimcilerin ve yüzlerine asit adılan kadınların resimleri, İran, Kürdistan, PJAK, PKK ve KCK bayrakları taşıyarak İran rejimini protesto eden sloganlar attı.

İDAMLARIN DURDURULMASI TALEP EDİLDİ

Üzerinde idamların durdurulmasını talep eden pankratların yanı sıra İran rejimini teşhir eden “İran aralarında fotbol takımının kaptanı Habib Khabiri’nin de bulunduğu 120 bin siyasi tutsağı idam etti” yazılı pankratları taşıyan İranlı ve Kürdistanlılar, “İran ve DAİŞ aynıdır”, “Kahrolsun İran rejimi”, “İdamları durdurun”, “Kanlı ellerinizi Kürdistan’dan çekin” ve “Faşist Ruhani” gibi sloganlar attı.

İranlı gruplar slogan atımakla yetinirken, Kürdistanlıların İran rejimini teşhir eden konuşmalar yaptıkları, Avrupa Birliği ve İsveç’ten idamların engellenmesi için girişimde bulunmalarını talep ettikleri gözlendi.

Doğu Kürdistan Özgür Kadın Hareketi (KJAR) ve Cewanani Zagros adına bir konuşma yapan Anam Karami, İran rejiminin azınlık ve kadınlara yönelik baskı ve saldırılarını somut örneklerle dillendirdikten sonra Hasan Ruhani’nin Cumhurbaşkanı seçildiği 2013 Ağustos’undan bu yana insan hakları ihlalleri ve idamların arttığına dikkat çekti.

Doğu Kürdistanlı kadın ve gençler olarak İsveç Hükümeti’nin idamların engellenmesi için bir an evvel harekete geçmesini istediklerini belirten Karami, sivil toplum örgütlerine de idamların durdurulması için meydanlara çıkmaları çağrısında bulundu.

Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi de, Ruhani’nin işbaşına gelmesinden sonra idamları arttığına dikkat çekti ve İsveç Dışişleri Bakanı’ndan idamların durdurulması için somut girişimlerde bulunmasını istedi.

BATILILAR İRAN’DAKİ İDAM VE HAK İHLALLERİNE SESSİZ KALIYOR

Görüşlerine başvurduğumuz İsveçli, İranlı ve Kürdistanlılar, Cenevre’de İran rejimiyle nükleer pazarlıklar yaparken insan hakları ihlalleri ve idamlara karşı sessiz kalan batılı ülkelere sert eleştiriler yöneltti.

İranlı Cavit Kaku, İran’da insan haklarını hiçe sayan, halka ayrımcılık yapan, kadınları dışlayan bir rejim olduğunu ve rejimi protesto etmek için gösteriye katıldığını söylüyor.

Doğu Kürdistanlı Nujin Rojhilat, Batılı ülkelerin İran’ın nükleer programı ile ilgilendiğini, İran ve Doğu Kürdistan’daki insan hakları ihlallerini ihlalarini görmek istemediğini, kendilerinin hem İran rejimini hem de ona göz yuman batılı ülkeleri protesto etmek için gösteri yaptıklarını ifade ediyor.

Reza Khalili, fotbol maçını seyretmek için stadyuma gelen birçok İranlının İran’da yaşanan insan hakları ihlallerinden haberi olmadığını, hem İranlılara hem de dünya kamuoyuna İran’da yaşanan insan hakları ihlallerini duyurmak ve İran ve DAİŞ’in politikası arasında fark olmadığını göstermek amacıyla gösteri yaptıklarını söylüyor.

İran rejminin sadece geçtiğimiz yıl 750 kişiyi idam ettiğine dikkat çeken Khalili, İran’la İsviçre’de pazarlıklar yapan batılı ülkelere tepkisini “1923 yılında aynı otelde yapılan toplantıda Kürtlere karşı bir Lozan Anlaşması’nı imzaladılar. Şimdi yine aynı yerde aynı güçler bu sefer yine Kürtler ve diğer azınlıklara karşı bu kez İran’la anlaşmalar yapıyorlar” cümleleriyle tepkisini dile getiriyor.

KENDİ HALKINI İDAM EDEN, İŞKENCE YAPAN REJİM GİTMELİ

İsveçli Harald Wagner, İran’da baskı altında bulunan halklar ve kadınlarla dayanıişmak amacıyla gösteriye katıldığını belirttikten sonra, “İran’da kendi halkının idam eden, işkence yapan ve insanların en temel haklarını ihlal eden bir rejim var. Bu rejim bir an evvel iktidarı bırakmalıdır” şeklinde konuşuyor.

Schahin Sharifian ise, “İran Hükümeti işçiler ve halka karşı olan faşist bir hükümettir. Son dönemde çok sayıda Kürt aktivisti idam etti. Kadınların hiç bir hakları yok. Bence İsveç ve İran halkı burada bu maçı boykot etmeliydi. Ama maalesef boykot yerine maçı izlemeye geldiler” diyor.

Protesto gösterisine katılanlar arasında Sol Parti’nin İran doğumlu Milletvekili Daniel Riazat da bulunuyordu. Maç hakkında ne düşündüğü sorumuzu “Faşit İran rejimi İsveç’le ilişkileri geliştirmek istiyor. Bu maç geçtiğimiz yıl İran’a giderek rejimle görüşen eski Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in girişiminin bir sonucu. Ama aynı zamanda İran takımında oynayan fotbolcuların pek çok kez rejime karşı tutum aldığını da görmemiz gerekiyor. Bu maçtan önce de İsveç takımının İran’daki insan hakları ihlallerine karşı açıklama yapmasını önemsiyorum” şeklinde cevaplıyor.

CENEVRE’DE İNSAN HAKLARI GÜNDEMDE YOK

Riazat, Batılı ülkelerle İran rejimi arasında Cenevre’de devam eden müzakerelere de eleştirel yaklaşıyor. “Görüşmelerde İran’daki insan hakları ihlalleri ele alınmıyor. Sadece İran’ın nükleer programı, ambargonun hafifletilmesi ve İran’a yapılacak yatırımlar konuşuluyor. Batılılar İran’ın petrolünü istiyor” diyor.

Fotbol maçının yapılacağı arenanın önünde İranlı kadınların da aktif olduğu göze çarpıyordu. Maçın başlamasından çok daha önceleri metro istasyonlarının çıkışlarında ve stadyumun önünde İranlı kadınlar maçı izlemeye gelenlere üzerinde “İran’da kadınların stadyuma girmelerine izin verin” yazılı beyaz yelekler dağıttılar.

Yelekleri dağıtanlardan Veda İlka, “Kadınlar üzerinde çok baskı var. Eşitlik yok. Kadınlar maç izleyemiyor. Bunu yapmak isteyenler hapse atılıyor. Biz yaşamın her alanında kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olmalarını istiyoruz” diyor.

İRAN’DA SEÇİMLER FORMALİTE, SORUN REJİMDEN KAYNAKLI

Nasi Payghambarian, İran’daki sorunun rejimin niteliğinden kaynaklandığını, seçimlerin bir formalite olduğunu ve ülkenin Anayasa Koruyucular Meclisi ve Hameney tarafından yönetildiğini, insan hakları ihlallerine son verilmesi için bu rejimin gitmesi gerektiği düşüncesinde olduğunu söylüyor.

Kadın Hakları adlı örgütten Maria Rashidi, dini baskıdan kurtulmak amacıyla İran’dan kaçıp İsveç’e iltica ettiğini, geldiğinden bu yana İran’da kadın haklarında bir ilerleme olmadığı için sürekli gerileme olduğunu en temel kadın haklarının ihlal edildiğini ifade ediyor.

Rashidi, Kadın Hakları örgütü olarak Kadın Haklarını Savunma Komitesi ve Liberal Kadın Hareketi ile birlikte İsveç Fotbol Federasyonu’na bir mektup yazarak İran takımı yetkilileriyle yapacakları görüşmede insan ve kadın hakları ihlallerini gündeme getirmelerini talep ettiklerini dile getiriyor.

Expressen Gazetesine açıklama yapan İsveç Fotbol Federasyonu Başkanı Karl-Erik Nilsson İran takımıyla yapılan görüşmelerde İrandaki kadın ve insan hakları ihlallerini gündeme getirecekleri belirtiliyor.

İSVEÇ SENDİKALARI: İDAMLAR DURDURULSUN

1,7 milyon işçiyi temsil eden İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu (LO), maç nedeniyle yaptığı açıklamada, İran’da muhaliflerin idam edilmelerini, işçi ve kadınlar üzerindeki baskıları ve örgütlenme ve sendikal hak ihlallerini kınadı.

LO, dört talebin İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström tarafından İranlı yetkililere iletilmesini ve İran’daki hak ihlallerini resmen kınamasını istiyor. LO taleplerini tüm idamların durdurulması, farklı düşünenlere yönelik vahşice uygulamalara son verilmesi, cezaevlerindeki tüm sendikacılar ve politik tutsakların serbest bırakılması ve cezaevindeki ölümlerin araştırılması için bir hakikat komisyonu oluşturulması olarak sıralıyor.